Röportaj: Sevilay Karaman
Duygu Cantekin:
Buraya gönüllü geldim. Ben iki yıl okudum. Uzman olmak için hem
klinik hem de doktoraya başladım. Şimdi tez yazıyorum. Böyle afetlerde, savaş
sonrası alanlarda çalışmak için gönüllü gidiyorum. Aynı zamanda mültecilerle
çalışıyorum. Yardıma muhtaç olan insanlara yardım etmeyi seviyorum. Deprem,
doğal afet, onun getirdiği koşullar çok zor. Bu insanlar da yediden yetmişe
mücadele veriyor. Benim amacım da bu mücadelede biraz olsun destek vermek. Bazen
yardım edebildiğimi görünce çok mutlu oluyorum ama bazen de sadece benim
yardımımın yetmediğini ve başka koşulların baskın geldiğini görünce çok
üzülüyorum. Yine de en büyük duygum ne olursa olsun insanların yanında olup
onların acılarını hafifletmek, yaralarını biraz olsun sarmak, insanları mutlu
etmek beni de mutlu ediyor. Buradaki çocuklarla çalışıyorum, ergenlerle,
gençlerle, yetişkinlerle herkese yardım ediyorum. Asıl uzmanlık alanım
yetişkinler ıolmasına rağmen, bu tür koşullarda herkesle çalışıyorum.
Röportaj: Taha
Ben Selin. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde doktora öğrencisiyim. 1999
Yalova depremini yaşadım. 7,4 şiddetinde olmuştu. Orada çok şiddetli olmuş.
Röportaj: Esra
Polis Memuru:
Benim küçüklükte beri formalı mesleklere bayağı bir ilgim
vardı. Dedim ki neden olmasın. Süreçleri geçirdim ve bu doğal afet oldu. Geldim
ve benim hanımın hamile olmasına rağmen yine geldim. Ben buraya gönüllü olarak
geldim. Depremde burada değildim, çok üzüldüm; çocuklar adına üzüldüm. Mevsimin
kış olması beni ayrıca üzdü.
İşimin dışındaki zamanlarda sinemaya giderim, bol bol
oynarım. Uyurum, pek evden dışarıya çıkmam. Teknolojiye karşıyım; dokunarak
karşı karşıya daha iyi bence.
Ropörtaj: Nazlıcan
Ben Şevval Karaman, dördüncü sınıfa gidiyorum. Çadırım fazla sıcak olmuyor. Yardımda;
bez, mama, jel, ıslak mendil, gıda, battaniye gibi şeyler yardım olarak
geliyor. Okulumda masamda ders çalışmak, evimde televizyon izlemek isterdim.
Çadırda kalmak çok zor. Kamyondan gelen yardımları alamıyorlar. Akşamları çok
üşüyoruz. Hayatımız burada çok kötü geçiyor. Sabahları hayatımız iyi ama
akşamları soğuk olduğu için hayatımız iyi geçmiyor. Burada banyo olmadığı için
yatağa girince kendimi çok kötü hissediyorum. Babam şoför, deprem olduğu için
başka bir şehirde çalışmayı düşünüyor. Yatak döşeklerinde iki kişi sığınarak
yatıyorlar; işte bu kızın hikayesi bu.
Ropörtaj: İsa
Çağlar Güneş; beşinci sınıf öğrencisi.. Çadırımız çok sıcak değil. Yardım
geliyor. Yardımlar; meyve suyu, gıda, jel, ayakkabı. Başka bir şey yardımda pek
gelmiyor. Okulumda olmak isterdim, sıcacık yuvamda oturup televizyon izlemek
isterdim. Güneşli havada arkadaşlarımla birlikte oyun oynamak isterdim.
Röportaj: Yağmur
Adım Malik Yağar. Otuzbir yaşındayım, evliyim, dört tane çocuğum var. İşimden
memnunum, doktorum. Haftasonu çocuklarla vakit geçiriyorum. Çocuklarımla
olmaktan çok hoşlanırım. Karım Melike de ev hanımıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder