23 Kasım 2011 Çarşamba

Herkesin Bir Hikayesi Var


Röportaj: Sevilay Karaman

Duygu Cantekin:

Buraya gönüllü geldim. Ben iki yıl okudum. Uzman olmak için hem klinik hem de doktoraya başladım. Şimdi tez yazıyorum. Böyle afetlerde, savaş sonrası alanlarda çalışmak için gönüllü gidiyorum. Aynı zamanda mültecilerle çalışıyorum. Yardıma muhtaç olan insanlara yardım etmeyi seviyorum. Deprem, doğal afet, onun getirdiği koşullar çok zor. Bu insanlar da yediden yetmişe mücadele veriyor. Benim amacım da bu mücadelede biraz olsun destek vermek. Bazen yardım edebildiğimi görünce çok mutlu oluyorum ama bazen de sadece benim yardımımın yetmediğini ve başka koşulların baskın geldiğini görünce çok üzülüyorum. Yine de en büyük duygum ne olursa olsun insanların yanında olup onların acılarını hafifletmek, yaralarını biraz olsun sarmak, insanları mutlu etmek beni de mutlu ediyor. Buradaki çocuklarla çalışıyorum, ergenlerle, gençlerle, yetişkinlerle herkese yardım ediyorum. Asıl uzmanlık alanım yetişkinler ıolmasına rağmen, bu tür koşullarda herkesle çalışıyorum.

Röportaj: Taha

Ben Selin. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde doktora öğrencisiyim. 1999 Yalova depremini yaşadım. 7,4 şiddetinde olmuştu. Orada çok şiddetli olmuş.

Röportaj: Esra
Polis Memuru:

Benim küçüklükte beri formalı mesleklere bayağı bir ilgim vardı. Dedim ki neden olmasın. Süreçleri geçirdim ve bu doğal afet oldu. Geldim ve benim hanımın hamile olmasına rağmen yine geldim. Ben buraya gönüllü olarak geldim. Depremde burada değildim, çok üzüldüm; çocuklar adına üzüldüm. Mevsimin kış olması beni ayrıca üzdü.
İşimin dışındaki zamanlarda sinemaya giderim, bol bol oynarım. Uyurum, pek evden dışarıya çıkmam. Teknolojiye karşıyım; dokunarak karşı karşıya daha iyi bence.

Ropörtaj: Nazlıcan
Ben Şevval Karaman, dördüncü sınıfa gidiyorum. Çadırım fazla sıcak olmuyor. Yardımda; bez, mama, jel, ıslak mendil, gıda, battaniye gibi şeyler yardım olarak geliyor. Okulumda masamda ders çalışmak, evimde televizyon izlemek isterdim. Çadırda kalmak çok zor. Kamyondan gelen yardımları alamıyorlar. Akşamları çok üşüyoruz. Hayatımız burada çok kötü geçiyor. Sabahları hayatımız iyi ama akşamları soğuk olduğu için hayatımız iyi geçmiyor. Burada banyo olmadığı için yatağa girince kendimi çok kötü hissediyorum. Babam şoför, deprem olduğu için başka bir şehirde çalışmayı düşünüyor. Yatak döşeklerinde iki kişi sığınarak yatıyorlar; işte bu kızın hikayesi bu.

Ropörtaj: İsa

Çağlar Güneş; beşinci sınıf öğrencisi.. Çadırımız çok sıcak değil. Yardım geliyor. Yardımlar; meyve suyu, gıda, jel, ayakkabı. Başka bir şey yardımda pek gelmiyor. Okulumda olmak isterdim, sıcacık yuvamda oturup televizyon izlemek isterdim. Güneşli havada arkadaşlarımla birlikte oyun oynamak isterdim.


Röportaj: Yağmur
Adım Malik Yağar. Otuzbir yaşındayım, evliyim, dört tane çocuğum var. İşimden memnunum, doktorum. Haftasonu çocuklarla vakit geçiriyorum. Çocuklarımla olmaktan çok hoşlanırım. Karım Melike de ev hanımıdır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder